Bugün için Elon Musk’ın Neuralink teknolojisinde, mevcut özelliklerin data toplamaya ve kayıt yapabilmeye yönelik olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Zırh, “Neuralink projesi, uzun yıllardır gerek beynin yüzey kısmından, gerekse de beynin derin bölgelerinden değişik boyut ve özellikte elektrotlar yerleştirerek bilgi toplama; hatta bazı durumlarda beyne elektrik verme çaba ve uygulamalarının en modern örneklerinden bir tanesi. Bugün için Musk’ın teknolojisinde, mevcut özellikler data toplamaya ve kayıt yapabilmeye yönelik. Ancak, elde edilen kaydın nasıl depolanacağı ve tekrar nasıl kullanılabileceği konusunda soru işaretleri var. Projeyi, 2019 yılında hayvan deneyleri ile olan çalışmalarıyla laboratuvarlarda, 2020’nin sonlarında domuzlar üzerinde yapılan çalışmalarıyla, 2021’de ise maymun çalışmaları ile duymuştuk. Yakın zamanda ise FDA onayı ile ilk kez insanda denenen Neuralink çipi ile ilgili haberlerle karşılaştık. İnsan beyni hücrelerinin elektriksel aktivitelerinin kaydedilmesi ve beyin hücrelerinin uyarılması uzun yıllardır yapılan çalışmalar. Beynin derin bölgelerini, Parkinson ve diğer hareket bozuklukları başta olmak üzere, hareket bozuklukları ve bazı hastalıklarda uyararak önemli ölçüde klinik iyileşmeler sağlanabildiği, özellikle Parkinson hastalarına yaşamlarına yeniden merhaba deme şansının verilebildiğini biliyor ve bu girişimleri uyguluyoruz” diye konuştu.
“ÇİP 24 SAATLİK BİR BATARYA ÖMRÜNE SAHİP”
Doç. Dr. Zırh, şöyle devam etti:
“Elon Musk’ın gündeme getirdiği bu çalışmalar an itibari ile daha küçük çiplerle ve beynin yüzeyindeki bölgelere müdahale edebilmek ile yapılan çalışmalar. Hayvan deneyleriyle yapılan çalışmalarda 1024 elektrodun varlığı mevcuttu, insanda uygulanan çalışmada ise 64 elektrodun beynin yüzeysel bölgelerine yerleştirildiği ifade edildi. Bu küçük elektrotlar kafatası kemiğine yerleştirilen bozuk para büyüklüğündeki çipe bağlı olup; bu çip dışarıdan kendi şarj edilebilmekte ve 24 saatlik bir batarya ömrü ile kısa süreli aktif olarak başka bir güç kaynağına ihtiyaç olmadan çalışabilmekte. Bugün itibari ile yapılabilen çalışmalarda daha çok elektrotların konulduğu yüzeysel beyin bölgelerinden bilgi toplanabiliyor. Bugün için bu cihazların tam anlamıyla, insan beyin ara yüzü olarak kullanılmasında yeterli başarı sağlanılmış değil. Bir başka deyişle doğanın diliyle kendi bildiğimiz bilgisayar dili birebir konuşamıyor. Ancak teknolojinin gelişmesi sayesinde data toplamada, beynin yüzeysel elektriksel aktivitesini algılamada başarılı çalışmaların sürdüğünü gözlemliyoruz”
“TEKNOLOJİ VE TIP BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR HIZDA İLERLİYOR”
Neuralink’in felçli ve omurilik zedelenmesi olan kişiler için kullanılması süreci ile ilgili ise Doç. Dr. Zırh, “Bu bilgiler gösteriyor ki, omurilik zedelenmesi olan kişilerde beynin hareket kontrolü ile ilgili yüzeysel bölgelerinden bu kişilerin kollarını bacaklarını hareket ettirme düşüncesi sırasında elde edilen elektriksel aktivitelerin beyinden algılanmasının ve akabinde bunların robotik cihazlara veya eklem hareketlerini destekleyecek mekanik cihazlara aktarılarak kişilerin hareket edebilmesini sağlama yönünde önemli adımların atıldığı aşamalardayız. Maymun deneyleri yüz güldürücü sonuçlar vermekle birlikte, maalesef ki önemli ölçüde hayvan zaiyatına ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesine yol açtığı için bu çalışmaların geleceği konusunda endişeler de yok değil. 50 yıl önce, şimdilerde olduğu gibi görüntülü bir telefon ya da cihaz aracılığı ile bir başkasıyla konuşabildiğimizi bize söyleseler bizim için hiç inandırıcı olmazdı. Teknoloji ve tıp baş döndürücü bir hızda ilerliyor. Umarız ki bu çalışmalar ileride bilgisayar ve insan beyni arasındaki iletişimin daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesine yol açarak hastaların yaşam kalitelerinde olumlu izler bırakacaktır” ifadelerini kullandı.
“BEYNİN YÜZEYİNDEKİ ELEKTRİKSEL AKTİVİTELERİ KAYDEDEBİLİYOR”
Neuralink’in, bugün Parkinson ve hareket bozuklukları hastalıklarının cerrahi tedavisinde kullanılan beyin pillerinden farkına da değinen Doç. Dr. Zırh, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Neuralink direkt kafatasında cilt altına yerleştiriliyor ve çok sayıda saç telinden daha ince elektrot ile beynin yüzeyindeki elektriksel aktiviteleri kaydedebiliyor ya da bu bölgeleri uyarabiliyor. Oysa günümüzde klinik uygulamada kullanılan beyin pilleri, beynin derin bölgelerine yerleştirilen iki adet 1-1.5 mm çaplı elektrot ile bu elektrotları esas pil cihazına bağlayan uzatma kabloları ile pilin kendi gövdesinden oluşan elektronik düzeneklerden oluşmakta. Elektrot kısmı beyin içerisindeki derin bölgelere yerleştirilmekte ve uzatma kabloların yardımıyla cilt altından göğüs kafesinin üst kısmına yerleştirilen pile bağlanmaktadır. ‘Derin Beyin Stimülasyonu’ denilen bu yöntem ile Neuralink elektrotlarına kıyasla çok daha geniş beyin bölgeleri uyarılabilmekte. Operasyonun beyin ameliyatı kısmı aynı Neuralink teknolojisinde olduğu gibi lokal anestezi altında ve hastalar uyanık olarak gerçekleştirilmekte. Hastalar bu ameliyatların son aşamasında, pilin gövdesi göğüste cilt altına yerleştirilirken acı duymamaları için uyutulmaktalar. Bir diğer fark ise Neuralink teknoloji cihazının 24 saatte bir şarj edilmeye ihtiyaç duyuyor olması. Günümüzde kullanılan ve dışarıdan şarj edilen beyin pillerinde ise 1-2 haftada bir şarj edilme gereksinimi duyuluyor ve pil ömrü 20-25 sene civarında.”